DAVADAN ÖNCE ARABULUCUYA GİTMEK ŞART

DAĞITIM ŞİRKETLERİYLE BAYİLER ARASINDAKİ ALACAK VE TAZMİNAT İDDİASINA DAYALI DAVALARDA ÖNCE ARABULUCUYA GİTMEK ŞARTTIR.

Stj.Av.Şamil Ahmadov

TİCARİ UYUŞMAZLIKLARDA DAVA ŞARTI OLARAK ARABULUCULUK

ARABULUCULUK NEDİR

Arabuluculuk kısaca: Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla yürütülen alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Bu yöntemle taraflar bağımsız ve tarafsız bir arabulucu gözetiminde mahkemeye başvurmalarına gerek kalmadan ve kısa süre içerisinde aralarındaki anlaşmazlıkları çözebilmektedirler.

Arabulucunun görevi tarafların kendi gözetiminde bir araya gelmesini sağlamak ve onları diyaloga teşvik etmektir. Mahkemelerden farklı olarak bu yöntemde üçüncü kişi olan arabulucu, anlaşmazlığı çözmek için kendi başına karar veremez; mutlaka iki taraf konuşmalı ve kendi aralarında anlaşmalıdırlar. Bu süreçte taraflar anlaşabilirlerse anlaştıkları şartlar arabulucu gözetiminde oluşturulacak bir anlaşma belgesi ile belgelendirilir ve bu belge mahkeme kararı yerine geçer.

TÜRK HUKUKUNDA YERİ

22 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile hukuk sistemimizde arabuluculuk uygulamasına başlanmıştır. Bu dönemde arabuluculuk kanunu ihtiyari, yani isteğe bağlı olarak, başvurulabilecek bir yol olarak düzenlenmişken, ilk defa 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile arabuluculuk kurumu işçi – işveren uyuşmazlıklarında dava şartı olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Bu düzenlemeden sonra 2018 yılında iş mahkemelerinde açılan dava sayısının önceki yıllara göre hatırı sayılır miktarda düşmesi üzerine arabuluculuk kurumunun uygulamasının başarılı olduğu görülmüş ve bu yöntemin ticari uyuşmazlıklarda da uygulanmasına karar verilmiştir. Bunun sonucunda 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesiyle arabuluculuk yöntemi ticari uyuşmazlıklarda da dava şartı haline getirilmiştir.

TİCARİ UYUŞMAZLIKLARDA ARABULUCULUK

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk yönteminin dava şartı olması ile birlikte anlaşamayan taraflar mahkemede dava açmadan önce arabuluculuk yöntemine başvurmalı ve arabuluculuk siciline kayıtlı bir arabulucu gözetiminde görüşüp anlaşmazlıklarını çözmeye çalışmalıdırlar. Bu şart zorunlu olup, süreç kanuna göre en fazla 8 hafta içinde tamamlanmalıdır. Görüşmeler sonucunda tarafların anlaşıp – anlaşamadıkları hususu arabulucu tarafından düzenlenen tutanakla belgelenir. Görüşmeler olumsuz sonuçlanmış ve taraflar anlaşamamışlarsa anlaşamadıklarına ilişkin bu tutanak ile birlikte mahkemede dava açabilirler. Eğer görüşmeler olumlu sonuçlanmış ve taraflar anlaşmışsa arabulucu ve taraf vekilleri gözetiminde düzenlenecek anlaşma belgesi ile anlaşılan şartlar belgelendirilir ve bu belge mahkeme kararı yerine geçer. Burada anlaşıp anlaşmama tamamen uyuşmazlık yaşayan tarafların inisiyatifinde olup, arabulucu anlaşmaları için tarafları zorlayamaz.

Ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk 01.01.2019 tarihinden itibaren açılmış olan davalar hakkında uygulanacak olup, bu tarihten önce açılan ticari davalara ilişkin arabuluculuk şartı aranmamaktadır.

DAVA ŞARTI ARABULUCULUK KAPSAMINA GİREN TİCARİ UYUŞMAZLIKLAR

Ticari uyuşmazlıklar hakkında dava şartı olarak getirilen arabuluculuk yöntemi her ticari uyuşmazlıkta uygulanmayacaktır. Öncelikle uyuşmazlığın konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi ile ilgili olmalıdır. Eğer uyuşmazlık buna ilişkin ise bu sefer de uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ( TTK ) 4. Maddesinde sayılan ticari davaların konusuna girmesi veya TTK dışındaki kanunlarda belirtilen ticari davaların konusuna girmesi gerekmektedir. Yani uyuşmazlık konusunun bir miktar para ödenmesini gerektiren alacak veya tazminat talebine ilişkin olması ön şart olup, eğer bu şart karşılanıyorsa bu sefer de uyuşmazlığın TTK’ nın 4. Maddesinde sayılan veya TTK dışındaki kanunlarda belirtilen ticari uyuşmazlıklardan olması gerekmektedir.

TTK’ nın 4. Maddesinde Belirtilen Ticari Davalar

-        6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda

-        Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,

-        6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,

-        Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,

-        Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,

-        Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlar.

Bunlar dışında her iki tarafın da tacir olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olduğu haller de TTK  kapsamına giren ticari uyuşmazlıklardır.

TTK Dışında Diğer Kanunlarda Belirtilen Ticari Davalar

-        1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları (md. 99)

-        5957 sayılı Sebze ve Meyveler İle Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 10. Maddesine göre “üreticiler ile meslek mensupları arasında veya meslek mensuplarının kendi aralarında Kanun’un uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıklar” dan belli miktarı aşanlar.

-        5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 62. Maddesinden kaynaklanan davalar.

ARABULUCULUK KURUMUNUN AMACI

Hukuk sistemimizde davaların çok uzun sürmesi, açılan en basit davaların bile sonuçlanmasının yılları bulması, davaların masrafları olması ve bütün bunların yanında toplumsal barışın korunması sebebiyle de arabuluculuk kurumuna ihtiyaç görülmüştür. Mahkeme aracılığıyla çözülmesi çok uzun süreler alacak uyuşmazlıklar arabuluculuk kurumu ile 1 – 1 buçuk ayda ve tarafların birbiriyle yaptığı diyalog sonucu çözülecektir.

Bir diğer husus ise arabuluculuk faaliyetinin gizli yapılmasıdır. Yani tarafların arabuluculuk görüşmesi sırasında konuşmaları, sundukları belgeler ileride mahkemeye yansımayacak, taraflar ve arabulucu arasında gizli kalacaktır. Bu da görüşmeler sırasında tarafların daha rahat bir şekilde uyuşmazlık yaşadıkları konular hakkında görüşebilmelerini ve çözüm yolu bulabilmelerini sağlamaktadır.

Twitter Digg Delicious Stumbleupon Technorati Facebook

Henüz yorum yok, ilk yorumu yazabilirsiniz! :)

Türkiye'nin Enerji Hukuku Sitesi